Bagdatin fakir bir semtinden olan 12 yasindaki Merve ile 17 yasindaki Floridali ögrenci Andy icin 11 Eylül 2001de Dünya Ticaret Merkezine yapilan saldirilar, onlardan cok uzakta gelisen bir felaketti. O günün tüm geleceklerini tamamen degistirecegini tahmin bile edemezlerdi.

Merve, doktor olup ailesini yasadiklari fakir semtten kurtarmayi hayal ediyordu. Andynin de benzer hayalleri vardi. Deniz Kuvvetleri ile baglantisi neredeyse tesadüfen gelismisti. Bir sporcu olarak, Deniz Kuvvetlerinin ilanlarina basvuran tüm adaylara verdigi halter eldivenlerinden bir tane elde etmek istiyordu. Agir antrenmanlarin cazibesi ve biraz da para kazanmak istediginden, derin bir ic huzurla yedek olarak müracaat etti. Irak savasi basladiginda, birligi beklenmedik bir sekilde savasa cagrilarak en ön saflarda cepheye gönderildi.

Her ikisinin de kader günü olan 7 Nisanda, Andynin birligi Bagdat kapilarina dayandiginda, Merveden sadece birkac kilometre uzakliktaydilar. Yikilacak daha fazla bir sey kalmadigindan Mervenin yasadigi semt uzun zamandan beri saldirilardan uzakti. Andy yi zirhli arabasindan savuran Irak misket bombasi, Mervenin bacaklarini parcalayan ve kiz kardesini öldüren Amerikan sarapnel parcalari her ikisinin de hayallerini ayni günde yerle bir etti.