Cemiyeti yoguracak ruh, ne bir sihirbazin ruhudur; ne de Gordiyon'daki dügümün üzerine kilicini indiren kahramanin ruhudur. O bir halaskarin zafer nesesiyle sarhos ruhu olmadigi gibi kara kapli, kaba cüsseli kitaplarin üzerine egilen bilgiçlerin ruhu da degildir. Taklit mayasi onu yuguramayacagi gibi itham ve inkar mayasi da onu yuguramaz. O ruh bize kaybolan benligimizi bulduracak. Bin nedametle nihayet anladik ki dünyada belki herseyi bulmak kolay, kendini bulmak zormus. Kendimizi nerede bulalim? Kendi disimizda nereye kostuksa gurbette kaldik. Kendimize nasil kosalim? Bize bir aydinlik, bir rehber lazim, diyorlar. Her tarafi, her zerresi rehber olan, her ciheti aydinlikla dolu alemde tek aydinlik, bir rehber ariyoruz. Cemiyeti yoguracak ruh, eski Asya'nin hikmetiyle Kur'an'daki ilhami kendinde birlestirdigi halde, Garb'in dört asirlik ilmine zihniyetine sahip, felsefesine asina olacak Anadolu dervisinin ruhudur.
