Insanlik ve kainat icin en gerekli husus hicbir tartismaya mahal birakmaksizin adalettir. En kücük kurum aileden baslayarak hemen her canlinin yaratilistan hak ettigi adalet bozuldugu ve tartisilmaya baslandigi her dönemde telafisi mümkün olmayan acilar yasanmistir.
100 yila yaklasan cumhuriyet tecrübemizde ve elbette daha evvelinde de adaletin tevzisi en büyük mesele olmaktan cikartilamamistir.
Cumhuriyet kurulurken insa edilen ve normatif hukuk kaidelerinden uzak Istiklal Mahkemeleri bir süre sonra yerlerini sikiyönetim mahkemelerine, sikiyönetim mahkemeleri kisa zamanda devlet güvenlik mahkemelerine, devlet güvenlik mahkemeleri de özel yetkili mahkemelere dönüsmüstür.
Simdilerde ise sulh hukuk mahkemeleri üzerinden adalet alaninda ki olaganüstü hal devam etmektedir.
Terör, örgütlü suclar, uyusturucu ve son zamanlarin moda tabiri ile katalog suclarin yargilama mercii normal mahkemeler olmadikca hukukun olaganüstü halden kurtuldugu söylenemez.
Bahusus son yillarda adaletin tecellisinde inanilmaz hadiseler yasanmaktadir. Öyle ki hukuk bir öc alma manivelasina dönüsmüs, adalet beklemek Samuel Beckettin Godotunu beklemek kadar anlam kazanmistir.
Cezaevlerinin tavanlari ve duvarlari mazlumlarin, caresizlerin, kimsesizlerin, yoksullarin umutsuzluguyla kapkara olmus, pek cok insan onurundan, itibarindan, mevkisinden edilerek itibar suikastine maruz birakilmistir.
Özgürlük ve ekmek adalet getirmez. Oysa esitlik degil ama adalet özgürlük ve ekmege giden yolu tahkim ve insa eder.
Insanlik ve kainat icin en gerekli husus hicbir tartismaya mahal birakmaksizin adalettir. En kücük kurum aileden baslayarak hemen her canlinin yaratilistan hak ettigi adalet bozuldugu ve tartisilmaya baslandigi her dönemde telafisi mümkün olmayan acilar yasanmistir.
100 yila yaklasan cumhuriyet tecrübemizde ve elbette daha evvelinde de adaletin tevzisi en büyük mesele olmaktan cikartilamamistir.
Cumhuriyet kurulurken insa edilen ve normatif hukuk kaidelerinden uzak Istiklal Mahkemeleri bir süre sonra yerlerini sikiyönetim mahkemelerine, sikiyönetim mahkemeleri kisa zamanda devlet güvenlik mahkemelerine, devlet güvenlik mahkemeleri de özel yetkili mahkemelere dönüsmüstür.
Simdilerde ise sulh hukuk mahkemeleri üzerinden adalet alaninda ki olaganüstü hal devam etmektedir.
Terör, örgütlü suclar, uyusturucu ve son zamanlarin moda tabiri ile katalog suclarin yargilama mercii normal mahkemeler olmadikca hukukun olaganüstü halden kurtuldugu söylenemez.
Bahusus son yillarda adaletin tecellisinde inanilmaz hadiseler yasanmaktadir. Öyle ki hukuk bir öc alma manivelasina dönüsmüs, adalet beklemek Samuel Beckettin Godotunu beklemek kadar anlam kazanmistir.
Cezaevlerinin tavanlari ve duvarlari mazlumlarin, caresizlerin, kimsesizlerin, yoksullarin umutsuzluguyla kapkara olmus, pek cok insan onurundan, itibarindan, mevkisinden edilerek itibar suikastine maruz birakilmistir.
Özgürlük ve ekmek adalet getirmez. Oysa esitlik degil ama adalet özgürlük ve ekmege giden yolu tahkim ve insa eder.