Rabita, Islami gözükerek Yahudi ve Hiristiyanliga hizmet etmektedir. Siyonizm ile hareket ederek Müslümanligi yok etmektir.
Ortadoguda Amerikanci Islamin ilimli Islamin sacayaklarindan biri de, bölgedeki sosyalist ve milliyetci hareketlere karsi Islamci örgütleri desteklemek amaciyla, 19 Mayis 1962 tarihinde Mekkede kurulan RABITA, resmi adiyla Dünya Islam Birligi örgütüdür. Kurulus tarihi 19 Mayis 1962. 19 Mayis 1919a karsi kurulmus oldugu ortadadir. Almanya Basbakani Angela Merkel, Erdoganin yüzüne ISLAMIST diyerek aslinda acik tanimlama yapmistir. Ihvan Müslüman Kardesler 1928 yilinda Irak topraklarinda yer alan bir petrol rafinerisinde kurulurken ilk aldiklari karar Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyetini yikacagiz. karariydi. Hizbut Tahrir denilen örgütün tek bir amaci var Hilafeti Türkiye Cumhuriyeti topraklarinda tesis etmek. Ingilizler cok iyi calisiyorlar. Atatürk öldürüldükten sonra adim adim hedeflerine ilerlediler ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin durumu her acidan ortada. Rabitanin finansörü dünyanin en genis petrol rezervlerine sahip Suud yönetimiydi. Bir digeri ise Arap-Amerikan petrol sirketi ARAMCO Arabian-American Oil Company idi. Yani Amerikan sermayesi de vardi. Bir baska kaynak ise Suudlu petrol seyhlerinin zekatlari...
El Kaide, ISID gibi örgütler gercekte, daha Islamin ilk yüzyilindan itibaren ortaya cikmis bir sapkin yolun bugünkü uzantisidir. Emevilerin dini ile Haricilerin terörizmini birlestirirseniz El Kaide, ISID anlayisina uzanirsiniz. Bu cizgide Islam, artik insanlara erdem kurallarini asilayan ve barisa ulastiran bir din olmaktan cikar; muhterislerin, dar kafali yobazlarin tatmin ideolojisi durumuna düser, düsmüstür. Iste El Kaide, ISID cizgisinin arkasindaki anlam da budur. Türkiye Cumhuriyeti, kurulus degerlerinden cok uzakta EL Kaide C devletine dogru dönüsüyor.
Bugün Ortadogudaki catismalari, Suriyeyi, Iraki, hatta Türkiyede olanlari, gündemdeki tartismalari anlamak icin degerli basin sehidi Ugur Mumcunun actigi pencereden bakarak Rabitayi anlamak gerekiyor.
Ugur Mumcu arastirmaci gazeteciliginin günümüzdeki ender isimlerinden Hüseyin Hakki Kahveci, bu kitapla Rabita üzerinden yasanan gerceklere, sürüklenmekte oldugumuz tuzaklara, SEVRin yüzüncü yilinda acikca görülen kusatilmisligimiza isik tutuyor.
Ugur Mumcunun RABITA kitabi o yillari anlatirken, Hüseyin Hakki Kahvecinin Mumcudan Sonra RABITA kitabi son yirmi yili ele aliyor. Iki kitap birbirini tamamliyor. Birbirinden farkli zaman dilimlerinin tamamlanmis olmasini bu kitabi okurken anlayacaksiniz.
