Insanin kendisini gercekci bir sekilde görerek degerlendirmesini, kendisini oldugu gibi kabullenmesini ve kendisine sevgi, saygi duymak suretiyle kendi özüne güvenebilmesini saglayan olumlu bir ruh hali olarak benlik saygisi, ruhsal anlamda saglik ve mutlulugun bir anahtari ve basarili olmanin ön kosuludur.
Kisinin kendisini begenmesi, kendi benligine saygi duymasi icin üstün niteliklere sahip olmasi gerekmez. Cünkü benlik saygisi, kisinin kendini oldugundan asagi ya da oldugundan üstün görmeksizin kendinden memnun olma durumudur. Kendini degerli, olumlu, begenilmeye ve sevilmeye deger bulmaktir. Kendini oldugu gibi, gördügü gibi kabullenmeyi, özüne güvenmeyi saglayan bir ruh halidir.
Insanlari derinden etkileyen ve hayatlarina yön veren bir olgu olarak din, bizim kendimizi dogru bir sekilde algilamamizda bir mihenk tasi teskil eder. Din, benlik yapimizdaki unsurlara belli bir amac dogrultusunda yön vermekte ve onlari bütünlestirmektedir. Din, insanin kendisini merkez edinmemesini, kendisine baska bir acidan bakmasini dolayisiyla kendisini gercekci bir gözle görmesini saglar.
Dolayisiyla din iman, insanin varlik alemini anlamlandirma ve bu alemde kendi yerini belirleme cabasi oldugu icin Allah inanci sayesinde insan hem kendisinin hem de diger varliklarin Tanri karsisindaki durumunu ve münasebetlerini ele alir ve belli bir izah tarzi ile hayatin portresini tasvir etmeye calisir. Bu sebeple din yönden eksikligin söz konusu oldugu bir benlik yapisi henüz gelisip olgunlasmamis sayilir. Cünkü din inanc ve degerler insanin davranislarina yön verici bir nitelik kazandigi zaman insan, hayatinda anlam, umut ve teselli bulur ve kendine saygi duygusu kazanir.
Ülkemizde ergenlerin benlik saygilari ile buna etki eden faktörlerden ana-baba tutumlari, beden algisi, yeme bozukluklari vs. arasindaki iliskilerin incelendigi pek cok arastirma mevcuttur. Bununla beraber kisilik ve din arasindaki iliskiyi din psikolojisi acisindan ele alan arastirmalarda cok az da olsa deginilmesine ragmen basli basina benlik saygisi ile dindarlik arasindaki iliskiyi konu alan ve sosyal psikolojik metotlarla bunu inceleyen arastirma sayisinin son derece az olmasi bizi böyle bir konuda arastirma yapmaya sevk eden baslica unsurlardan birisi olmustur...