Ask, kendine uygun olmayani secmekti. Kendin olmayan bir dünyayi yasamak, bas üstü cakilacagini bile bile ayaklari havada gezmekti. Cekisme yoksa ask yok, ne kadar catisma varsa ask o kadar coktu... Cocuk yaslarda anne ve babasini kaybeden Farilya, hayatini eril siddetine maruz kalmis kadin ve cocuklara adamistir. Kuzguncuk ile Besiktas arasinda gecen dünyasi, katildigi bir yemek sonrasinda bastan asagiya degisecektir. Ask, Farilyanin kalbini ve gözlerini körlestirmistir artik. Aski, tutkuyu ve nefreti uclarda yasamaya baslamistir. Hayatinin alt üst olacagi olaylar silsilesi tüm ciplakligiyla akarken; gördügü, süphelendigi ne varsa görmezden gelecektir. Askinin etkisiyle yarattigi dostu Ruhi ile anilarini tek tek paylasirken; iyilerin icindeki kötüleri, beyazlarin icindeki siyahlari fark etmeye baslayacak ancak belki de cok gec kalacaktir. Celladi, saclariydi halbuki. Herkesi icine ceken saclari bu kez sahibini kandirmisti.
