1987.

Darbenin üzerinden yedi sene gecmis.

Tarihe gececek denli sert bir kis, ardindan feci sicak bir yaz.

Bu arada...

San Sinemasi yakiliyor.

Silahli soygunlar, suikastlar, baskinlar, tutuklamalar, grevler yasaniyor.

Mehmet Terzi, San Francisco maratonunu kazaniyor.

Ishal, tifo, menenjit, sarilik salginlari memleketi kavuruyor.

Mihail Gorbacov göreve basliyor.

Gordon Milne geliyor.

Milli Takim ikinci kez Ingiltereden sekiz yiyor.

Montaji Türkiyede yapilan ilk F-16, törenle ucuruluyor.

Genel secimlerde ANAP 292, SHP 99 ve DYP 59 milletvekilligi kazaniyor.

Bir de yirmi iki yasindaki akademi mezunu Komiser Yardimcisi Mutlu Kavgaz, Istanbul Cinayet Büroda göreve basliyor.

Ortada kesik bir el var.

DNA analizi yok, bilgisayar yok, cep telefonu yok, internet yok, olay yerinde eldiven kullanmak hic yok

Caba var, zeka var, hatalar girla, azim basrolde.

Sans topac misali, döndükce dönüyor.

Polisiye edebiyatin bastaci Algan Sezgintüredi, suc arastirmalari uzmani ve emekli emniyet müdürü Mesut Demirbilek ile Kavgazi basrole alarak bir dönemi anlatiyor zamanlarin en felaketini ve en sahanesini.

Gercek olaylara dayanan Kavgaz serisi, Cantaci ile basliyor.