Nesne söz konusu oldugunda, onu icinde bulundugumuz sartlardan ve durumlardan yalitarak düsünür ve bu yaklasimi nesnel buluruz. Bu yaklasimla buldugumuz sey de nesnedir. Fakat ko-nu derinlestiginde nesne nesnelligini koruyamaz ve bu seviyede ilerlemez. Insan, bildigi, bilip unuttugu seyleri, hatta bilmekle hic iliskili olmayan fakat insanla iliskili seyleri tek bir yere yigar. Bilmek, belki o yiginin düzenlenmesi konusunda ya da o yiginin düzenli yerlerinde ise yarayabilir. Nereye koydugunu bilmese de Oraya koyar, ne ile koydugunu bilmese de O ile koymus olur. Fakat burada tuhaf olan hepsini ayrim gözetmeksizin tek bir yere koymasidir. Hepsinin topluca ve her birinin tek tek özellikleri orasi olan ortamin bulanikligina, hepsi ayni bulanikliga karisir. Can-liyi cansizi, insani nesneyi, ölüyü diriyi ayrim gözetmeden bir tek o ile ayni yerde toplar. Orasi bir Lahittir. Ölü doguran, canli gömen bir Lahit. Bütün kategorilerin ötesinde, hepsini iceren, hep-sini icat eden odur. Bütün renklerin ortak bulanikligi oranin ruhudur.