Esi Savci Dogan Özü bir suikast ile kaybeden ögretmen, avukat ve hakim Sezen Özün insani nefessiz birakan adalet mücadelesinin pesine düsüyoruz bu kitapta. Sakin bir ruha sahip olan ve cagrilmadigi yere gitmeyen bir kadinin ülkenin tüm meydanlarina ulasacak bir adalet cigligi yaratmasi alistigimiz düsünme bicimleriyle algilanamayabilir belki. Davalari büyük cagrilar, yüksek bir ses tonu ve öfkeli bir erkek performansina yakistirmakta acele ederiz genellikle. Oysa Sezen Öz, bütün o büyük davalara, adil bir dünya özlemine, hak mücadelesine, demokratik ve sosyal bir cumhuriyete hep munis bir öfke, barisci bir mücadele duygusu, süknet icinde bir ataklik, gürültüsüz bir kararlilik ve israr kazandirmis bir öncüdür. Bir kaybin yasini tutmaktan, bir cinayetin pesine düsmeye, bir yargiya, bir düzene; bir toplum ve ülkeye uzanan davasinin, onun haya-tinda, yorgun bir kayitsizlikla tamamlanmamasi bu ülkede umudun kendine anlasilmasi zor mucizeler yarattigini da göstermektedir bir yandan. Kendini acmaktaki, derdini söylemekteki israri icinde bir türlü dinmeyen bir yanginin huzursuzlugunu teskin etmek degil aslinda. Icinde adalete dair hesabi görülmemis bir davanin ancak bütün bir toplumla paylasildiginda azalacagini da biliyor elbette. Bir cinayetle beraber yola cikan adalet arayisi artik hukuk ve yargi ile de hesaplasmaya dönüsmüs, davasinin icinde her türlü siddeti barindirmaya alismis bir ülkeyle; bugünün bütün siyasetci, is insani görünümlü dünyasi ile hesaplasmaya kadar uzandigini görecek kadar farkinda her seyin. Nitekim onun davasi coktan bir cinayeti asmis ve bugünün güclerine uzanmis durumdadir