Dünya ona, erkeklerin hüküm sürüp toplumun disladigi kadinlarin ortadan kayboldugu eski düzene aldirmamasini, basini baska bir yöne cevirmesini söyleyip duruyordu.
1966 yilinda Baltimore herkesin bildigi ama kimsenin dile getirmeye cesaret edemedigi sirlarla dolu bir sehirdir; Madeline Schwartz haric herkesin Madeline hayatindan son derece memnun bir ev hanimidir. Ama yasadigi bir olay, hayatini sorgulamasina ve evliligini geride birakip hayallerinin pesinden kosmasina neden olur.
Madeline önemli biri olmak, hizla degisen dünyaya kendinden bir iz birakmak ister. Kaderin cilvesi, öldürülen bir kizi bulmalari icin Baltimore polisine yardim edince, yerel bir gazetede calisma firsati yakalar. Bu sayede adini daha cok duyuracagi icin sevinen Madeline kendini ansizin gölden cikarilan bir kadin cesedinin ardindaki sir perdesini aralamaya calisirken bulur.
Madeline arastirmalari sirasinda pek cok insanla temasa gecer; bir kuyumcu, bir garson, Baltimore Orioles takiminda yükselen bir yildiz, bir devriye polisi, sert bir kadin muhabir, sinemadaki yalniz bir adam. Fakat bencil ihtiraslarina kapilan Maddie baskalarinin ihtiyaclarini görmezden gelince, gönlünü kaptirdigi polis memuru Ferdie de dahil olmak üzere pek cok insanin hayatini altüst edecek adimlar atmaya baslar.
New York Times cok satan yazari Laura Lippmanin gercek bir hayat öyküsünden esinlenerek kaleme aldigi Göldeki Kadin, soluk soluga okunacak, ezberbozan bir polisiye.
Bu kitabi özel, hatta olaganüstü kilan, gizem unsurunun yani sira, 60lar Amerikasinda kadinlardan beklenenlerle onlarin olmak istedikleri arasindaki ucurumu carpici bir sekilde yansitmasi.
Stephen King