Iki bölümden olusan bu kitap bir yandan görsel kültürü kuramsallastirmayi, diger yandan da görsel kültürün dilbilimsel düsünce icindeki köklerini ortaya koymayi amaclamaktadir. Ilk bölümde görsel kültürün kuramsallastirilmasi, kültür kavraminin ve onu cevreleyen sinirlarlar ile sorunlarin bir aciklamasini icermekte ve ardindan karmasik bir terim ve gelismekte olan bir bilgi alani olarak görsel kültür kavramini ele almaktadir. Kavramlarin tanimlanmasinin ardindan kitap, görünürlük ve görünmezlik, öznellik ve nesnellik ile görsel düsünme, görsel ögrenme ve görsel iletisimi iceren düsünme, ögrenme ve iletisim becerileri acisindan görsel kültürün farkli degerlendirmelere göre degisen yönlerini tartismaktadir. Bunu, bireyin dogumundan itibaren olusmaya baslayan ve yasami boyunca dogrudan ve dolayli deneyimlerle edinilen bir kültür olarak görsel kültürün olusumu, ardindan görsel kültürün zeka ve insanin kendisine ve baskalarina yönelik farkindaligini iceren bilinc ile iliskisinin yani sira görsel algida kültürün rolü, görsel kültür ile isitsel kültür arasindaki iliski ve görsel kültürün tarihsel ve toplumsal özgüllügü tartismalari takip etmektedir. Bu bölüm, görsel kültür ile siir arasindaki iliskinin kuramsallastirilmasi ve kültürel degisimler isiginda cagdas siire ve siirin alimlanmasina dair panoramik bir vizyon sunulma girisimiyle sonlandirilmistir. Ikinci bölüm ise görsel kültürün dilbilimsel düsüncedeki köklerini olusturmus ve bu mirastaki genis kökleri ortaya koymustur. Kitabin sonunda yer alan sonsözde ise görsel kültür ve onun dilsel düsüncedeki tezahürleriyle cikilan bu yolculugun en önemli sonuclari özetlenmistir.
