Peribacalari diyari olan Kapadokyayi tarihiyle, cografyasiyla, kültürüyle, gelenegiyle ve insaniyla anlatmanin, doga ile uygarligin elele verip yarattigi bu harikanin saskinlik veren hikayesini aktarmanin bin türlü yolu vardir. Bunlarin hepsini okuruz da bir peribacasinin, sonra bir gezi balonunun, tasin topragin, kusun böcegin konustuguna, Intak Sanatiyla dile geldigine pek tanik olmayiz. Bir peribacasini roman karakteri gibi karsisina alip onunla konusmak, edebiyat becerisi gerektirir. Esra Alkan bu kitapta o beceriyi ustaca sergiliyor. Sansli adindaki köpegini de konusturup peribacasinin agzindan bize Kapadokyayi anlatiyor. Su dünyanin dört bir yanindan meraklisi gelen, Anadolunun en hayret verici cografyasinda bir yalniz peribacasi, sanki binlerce yildir konusmaya susamiscasina, yazar sordukca anlatiyor da anlatiyor...