Elinizdeki kitap, hayatin her asamasinda, siyasette, günlük hayatta, ticarette, akademik ve entelektüel ortamda erdemin kaybinin nelere yol actigina dikkat cekiyor. Herkeste bir yitiklik duygusu var ama bu yitigin ne oldugu hususunda tam bir farkindalik yok. Bir arada yasiyoruz, birbirimize muhtaciz ama bu ihtiyacin birbirimize ürettigi borcun farkinda degiliz. O yüzden bir tesekkür duygusu olusmuyor cogu kez birbirimize karsi.
Medeniyetin kendiliginden gelisimi, tek basina insanlarin birbirlerine karsi borclarini hatirlatmaya ve bu borctan dolayi insanlara sevgi beslemek gerektigini ögretmeye yetmiyor. Burada bir dostluk etigi halkayi tamamlamali ama dostluk kendiliginden gelisen bir hadise degil. Biz de zaten Müslümanlar arasinda da zayifladigini, hatta yer yer kaybolmus oldugunu gördügümüz bu halkayi tamamlamaya davet ediyoruz. Bir dünyevi makam, bir ticari cikar veya siyasi bir pozisyon icin kendi yoldaslari, Müslüman kardesleri ile kiran kirana bir rekabete girip rekabette hicbir ahlaki sinir tanimayanlara bir seslenis. Durun, siz aslinda kardessiniz. Sizi Allah yaratti ve birbirinize düsmanken onun nimetiyle kardes olmaniz beklenirken, dostken düsman olmanin külfetini, azabini ve zilletini mi tercih ediyorsunuz
Bugün dünyamizi her gecen gün daha da yogun catisma ortamlarina sokan kayip zeminin, halkanin veya erdemin dostluk oldugu söylenebiliyorsa bunu tekrar temin edecek, yitik degeri yeniden tesis edecek bir siyaset lazim Dostluk siyaseti.