Gerek Uluslararasi Iliskiler disiplini gerekse uluslararasi iliskiler pratigi ciddi dönüsümler ve degisimler gecirmektedir. Soguk Savasin sona ermesi ve Sovyet Blogunun dagilmasi dünyayi daha entegre bir bütün haline getirmistir. Küresellesme olgusu, bütün sorunlarin küresel boyutta ele alinarak tartisilmasini ve ortak cözümler üretilmesini zorunlu kilmistir. Ideolojik savas sona ermekle beraber dünya nüfusu yeni tehdit unsurlariyla yüz yüze kalmistir. Aslinda bunlarin bazilari Soguk Savasin tortulari, bazilari ise Soguk Savasin gölgesinde kalmis sorunlardir. Artik yoksulluk, aclik, göc, terörizm, etnik milliyecilik ve nükleer silahlarin yayilmasi insanligin yüzlesmek zorunda oldugu sorunlardir. Bu cercevede diaspora, medya, kamuoyu ve STK NGOlar siyaset yapma sürecinde daha da etkili hale gelmislerdir. Elinizdeki kitap Uluslararasi Iliskilerdeki klasik anlayisi bu yeni olgular baglaminda yeniden tartismayi amaclamaktadir.
