Yazmak kolay degil insani yazmak hic kolay degil.
Insanin insanlardan olusan kendi köse taslarini yazmasi da maharet gerektirir.
Gürsel Koyuncu nun Köse Taslari aslinda insani yazmis; yetmemis unutulan
bazi tarihi hakikatlere -mesela Balkan acisini Cumhuriyetin ön sözü
Canakkaleyi hatirlatip pencere acmis.
...Köyden asker olarak 76 genc cikmisti; sag ya da gazi olarak
dönenlerin 6 veya 7 kisi oldugu...
...Ot bulup pisirip yiyoduk. Sonra kar yagivedi ot bulamaz olduk; ölen hayvanlari yedik...
...Tahdelbahirlerdenizaltilar kosmaya basladilar zirhlinin etrafinda
Oraya bir ak köpük dikilivedi böyle sabun köpügü gib
. Zirhli görünmez oldu. Sonra görmeye basladik biz. Asker saciliyor
kayboldular gittiler. Ordalardi iste Gözümle gördüm gözümle gördüm...
Okudugum bazi Köse Taslari Cumhuriyetin isimsiz kalmis ilk kusaklariydilar; bir
Mayis sabahi alacakaranligi gibi bir Temmuz aksamüstü meltemi gibi bir sert sam
yeli gibi gelip gectiler.
Güzellikleri zaaflari acilari sevincleri v.b. duygulariyla insanin yazildigi
Köse Taslari hikayeleri hayat gailesine kapilmis 21.yy insanin cok zaman fark
edemedigi ve önemsemedigi hemen cevresindeki insanlari anlatiyordu.
Bir gencin icindeki cevheri kesfeden Bakkal Nuriler artik yok
Mustafa Nadir gibi siiri bestelenen daha talebeyken ansiklopedilere giren
parmaklarini yasamin taslarina gecirerek okuyan üniversite ögrencisi...
Diplomasiz mucit Karabiyik Hüseyin gibi tuttugunu koparan ilk mektepli köylü...
Hayali ömrüne sigmayan Burhan gibi sevdali sahsiyetler de o sevdalar da artik yok
Aslinda onlar salt Gürsel Koyuncunun degil hayatin heyhulasina kapilmis bizlerin
Köse Taslariydi.
Hikayeler sanki benim de Gaziantepte Ankarada Canakkalede rastladigim
sahsiyetlerdi ama Gürsel Koyuncu yazmisti.
Hayat hakikatinde kimin Köse Taslari yok ki