Felsefe -dünyayi fetheden, tamamen özgür kalbinde bir damla kan hala atmaya devam ettigi sürece- Epikurosla birlikte her zaman muhaliflere cevap verecektir Dinsiz olan, kitlelerin tanrilarini kücümseyen degil, kitlelerin düsüncelerini tanrilara atfeden kisidir. Felsefe bunu bir sir haline getirmez. Prometheusun itirafi -acik sözlerle, barindirdigim tüm tanrilar icin, insanin öz-bilincini en yüksek tanrilik olarak tanimayan tüm göksel ve yeryüzü tanrilarina karsi kendi itirafi, kendi yargisidir. Bunun disinda hicbir sey olmayacaktir.
Dolayisiyla tarihin görevi, hakikatin öte yüzünün ortadan kalkmasindan sonra, bu yüzün hakikatini tesis etmektir. Sonra, tarihin hizmetinde duran felsefenin görevi, insanin kendine yabancilasmasinin kutsal yönünün maskesi düstükten sonra, kendine yabancilasmanin kutsal olmayan yönünün maskesini düsürmektir. Gök elestirisi bununla birlikte yeryüzü elestirisine, din elestirisi hukuk elestirisine, teoloji elestirisi siyaset elestirisine dönüsür.
Felsefe proletaryada maddi silahini buldugu gibi, proletarya da felsefede manevi silahini bulur; ve düsüncenin simsegi saf halk zeminine temelden carptigi anda, insanin kurtulusu tamamlanacaktir. Bu kurtulusun basi felsefe, kalbi ise proletaryadir. Proletarya yükselmeden felsefe gerceklesemez, felsefe gerceklesmeden proletarya yükselemez.
Insanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar, ama onu tüm kumastan yapmazlar; onu kendi sectikleri kosullar altinda degil, hemen el altinda bulunan, verilen ve aktarilan kosullar altinda yaparlar.
Karl Marx