Zenginler, kisitli dünya kaynaklarinin fakirlerle paylasilmasini istemiyor. Mevcut ekonomi sisteminin pek cok eksiklikleri, acmazlari ve yanlislari var. Hepsiyle ilgili cözümler üretiliyor tabii ki. Ancak bir müddet sonra görüyoruz ki üretilen cözümler, baska sorunlara yol aciyor. Bu kitapta ekonomik sistemi üreten düsünce yapisindan baslayarak insan merkezli bir degersayim sorgulamasi yer aliyor. Para üretimi ve mal üretimi arasindaki ucurumlar kapanmadigindan ekonomik denklik bir türlü gerceklesmemektedir. Bu ekonomik isleyis nedeniyle gelir dagilimi adaleti bozulmustur ve sistematik olarak zenginler daha zengin, fakirlerse daha fakir olmaya mahkm edilmistir. Böylece para, tepedeki bir avuc zengin arasinda dolasmaktadir. Merkezinde insanin oldugu yeni bir denklik kurmak mümkündür elbette. Refahin adil bir sekilde yeniden bölüstürülecegi yeni bir kurgu gerceklestirilebilir. Bu kitapta yeni ekonomik denklik kurgusunun nasil gerceklestirilebilecegi üzerinde özellikle durulmustur. Ülkemizin yaklasik iki asirdir süregelen maks ekonomik tarihi yeni denklik kurgusuyla degisebilir. Bu acidan adil bölüsüm, cok önemlidir.