Gemi yolculugunda filizlenen ask ve 1840 Sam Olayinin anlatildigi bu roman sizi icine gömüldügünüz koltugunuzdan alip
gizli kalmis tarihin canli bir tanigi yapacak.

Kan Iftirasi, cogunlukla Yahudilerin cocuklarin kanlarini dini ayinlerde ve bayramlarda kullandiklari yönündeki iftira ve
suclamalar olarak biliniyor. Bülent Senocak, 1840 yilinda gecen bir günlük gibi kurguladigi romaninda Tarihi Sam Olayinin
öncesine
götürüyor
okuru.
Posta Kitap

Avrupada farkli dönem ve toplumlarda zaman zaman kan iftirasi savlari ortaya atilmis ve bunlar neden gösterilerek Yahudilere
karsi acimasiz saldirilar düzenlenmistir. Kiyimlar, iskenceler, carmiha germeler hep bu kan iftiralari yüzünden olmustur.
Tarihciler, bugüne degin yüz elli kadar benzer olayin saptandigini söylemektedirler.
Romana
gelince...
Konu iki izlek odaginda gelisiyor Ask ve kan iftirasi
Sama konsolos olarak atanan Francois ile bu yolculuk sirasinda tanistigi Claire arasinda gecen, farkli beklentilerle gelisen ve
bir anda noktalanan bir ask kacamagi...
Tarihte 1840 Sam Kan Iftirasi olarak anilan, Peder Thomas ve usaginin kaybolmasi ile gelisen, bu yüzden Yahudilerin hedef
alindigi olaylar... Onlari konusturmak, bu sucu bütün bir topluma yüklemek icin yapilan iskenceler... Gecmisten gelen
söylencelerle, nefretlerini gün yüzüne cikaran insanlar...
Bu konuyu bilenler icin kitabin basligi zaten olumsuz düsünceleri cagristiriyor. Arastiranlar da gerekli bilgileri farkli
yayinlardan bulabilir; oysaki bunlari bir roman kurgusu icinde okudugumuzda, sanki onun kahramanlariyla birlikte soluk
aliyor, onlarin korkularini yasiyor, acilarini duyumsuyoruz.
Bülent Senocak, tarihimizde bir kara leke gibi yer alan bu olayi isleyerek, hem bir roman okuma keyfini yasatiyor hem de bu
konuda insani düsünmeye yönlendiriyor.
Avram Ventura