Bu kitap, Ramazani bir ayna olarak gören bir yaklasimla tasarlandi. Ramazanin aynasindan Türkiyede ve dünyada sosyoloji, tarih ve siyasete bir bakis denemesi olarak görülebilir. Ramazanin caglari ve cografyayi asan yaniyla kendi zamanini ve mekanini kurma yoluna isaret ediliyor. Kuran vahyinin bile belli bir tarihselci yaklasimla etkisizlestirilmeye calisildigi bir teolojik tartismaya Ramazanin kendi zamanini kurma yoluna isaret etmek kanaatimce oldukca etkili bir katki yapar. Ayni zamanda Kuranin indirildigi bir zaman olan Ramazanda vahiy bir söz olayi olarak kendi gercekligini, kendi tarihini insa eder. Bu saatten sonra herhangi bir ayetin indigi dönemde ifade edildigi dilin nasil bir karsiligi oldugu sorgulamasi yoluyla ayeti etkisizlestirmeye yer olmaz. Bunun yerine bugün bu ayetin bilfiil Ramazan atmosferinde bize ne söyledigi, yüce Rabbimizin bu ayetle bize ne demek
istedigi üzerinde durulur. Haddi zatinda Ramazan atmosferinde Kuran ayetleri zaten aradan tarihi cikarip kendi olusturdugu söz olayinin icinde muhataplarini bire-bir yakalamis da olur.
Türkiyenin sosyolojisine, tarihine ve siyasetine tutmaya calistigimiz Ramazan aynasinda biz de kendimizi görmeye calistik. Gördüklerimizi aktarmaya calistik.
Ortaya karisik bir din sosyolojisi, bir tarih tezi, bir de bazi siyasal tezler kadar, kendi Ramazan tecrübemize dair bir anlati cikti. O anlatiyla sizi basbasa birakirken duamizi da eksik etmeyelim Kurtarsin bizi Ramazan, tutsun bizi
Oruc, özgürlessin varligimiz ve kavustursun bizi kendimize ve Rabbimize.